Bir Sanatçının Not Defteri
Tarih: 6 - 31 Ocak 2020
Yer: Rüstem Kitabevi, Lefkoşa
Küratör: Zehra Şonya
Sanatçı : Günay Güzelgün
Sergi Metni
Desen ve yalın anlamı ile çizgi, bir sanatçının doğayla ve çevresiyle olan sembolik ilişki düzeninin biricik temelidir. Bu nedenle bir araç olarak plastik sanatların temelinde yer alan vazgeçilmez biçimsel değerleri oluştururlar.
Sanatçıların desen defterleri nihai sonuç olarak önümüze konulan eserlere giden süreci yansıtır. Diğer yandan desenler sanatçıların araştırma inceleme süreçlerini içerdiği gibi, bir olayı veya olguyu ele alış biçimlerini ve bunları geliştirme ve döndürme süreçlerini görünür kılar. Sanatçıların düşüncelerini somutlaştırmaları ve algılanır bir düzeleme taşımaları yine desenler aracılığı ile mümkün olur. Bazen de soyut bir çizgiden veya anlamsız karalamalardan duyumsadıklarını somutlaştırdıklarına ve kavramsallaştırdıklarına tanıklık ederiz. Böylesi nedenlerle çoğu sanatçı için bir günlük veya not düşme yöntemine de dönüşen desenlerin incelenmesi ve sürecinin takip edilmesi nihai sonuçtan yani önümüze konulan eserden daha heyecan verici ve öğretici olabilmektedir.
Açıkçası, sanatçının iç dünyasını samimi bir şekilde görmek ve anlamak desenler aracılığı ile çok daha mümkündür. Sanatçının sadece kendisi için çizdiği bu desenlerin oto sansürün olmadığı, sınırların eridiği, kaygıların yok olduğu daha özgür bir ortamı işaret ettiği ve burada kendini, duygu ve düşüncelerini ve dahası bilinçaltını yeni baştan keşfedip ortaya koyabildiğini, başka türlü bir varoluş biçimi olarak da yaratabildiğini söylemek mümkündür. Günay Güzelgün'ün desenleri ifade edilen süreçlerin hepsini taşımakta ve ötesinde iç dünyası ile ilgili bilinmeyenleri de işaret etmektedir.
Güzelgün'ün desenlerinde insan/kadın figürleri başı çekmektedir, portreler ise üzerinde durduğu diğer bir alanı oluşturur. Yine çevresiyle kurduğu ilişki ve bu konudaki araştırmaları/notları Kıbrıs'ın doğasına ve kültürüne verdiği değerle ilişkili olarak gelişir. Bu bağlamda çiçekler, hayvanlar, köy hayatı ile ilgili gündelik mekanlar, evler, çatılar ve nihayetinde peyzajlar yer alır. Kimi çalışmalarında ise politik tavırlar ve hicivler kendini ele verir.
Desenlerinde bir objeyi veya karakteri birden fazla çalıştığı ve onu birçok açıdan araştırdığı, olasılıklarını denediğini sonrasında ise andaki duygu yoğunluğuna göre sonlandırdığı görülür. Çizgiyi çokça kullandığı desenler sonrasında daha sade bir çizgi anlayışı ile nihai sonucuna ulaşır. Hızlı çizimlerinde sanatçının enerjisi ve iç yoğunluğu estetik bilgisi ile birleşerek, kesik çizgilere, çentiklere ve lekelere dönüşür. Çizgiler, çentikler ve lekeler zeminde bırakılan boşluklar ve kopukluklarla düzleme yerleşir. Düzlem üzerinde yaratılan boşluklara rağmen karakterlerin yaratılması, mimiklerdeki detaylar ve çizginin estetik düzenlemeleri sanatçının bazı şeyleri ne kadar özümsediğini ve içselleştirdiğini işaret eder. Kendisinin karalama olarak ifade ettiği içten dışa veya dıştan içe yoğunlaşan çizimler, karalamalar, girdap ve kaos etkisi yaratır. Bu karalamalar sonrasında açılarak kedisine özgü perspektif ve kompozisyon anlayışına dönüşerek peyzaj resimlerine temel oluşturur. Pastel ve suluboya resimlerinde daha belirginleşecek bu yapı esasında sanatçının iç bulanımı ve çıkmazlarından kendi evrenini ve dünyasını yaratmasıyla sonuçlanır.
2020'de hiç kişisel sergi açmamış olan Günay Güzelgün'ün üç farklı sergisi ile karşınızda olacağız. Yukarıda dile getirilmeye çalışılan sürecin sanat algılayıcısı açısından da daha iyi okunabilmesi için tersten giden bir sergileme mantığı tercih edilmiş, meraklı ve dikkatli izleyicilerin süreci yaşayabilmesi ve keşfedebilmesi önemsenmiştir. Bu nedenle Güzelgün'ün bilinen ve takdir gören nihai eserleri en son sergiye bırakılmıştır. Şüphesiz desenlerinden oluşan ilk sergide bu eserlerin araştırma ve oluşma süreçleri izlenebilecektir. Mart ayında açılması planlanan pastel ve suluboya ağırlıklı ikinci sergide desen çalışmalarının renkle buluşması, renk üzerine yapılan denemeleri ve desenlerin nihai sonuca doğru ilerlemesi daha net izlenir olacaktır.
Sanatçıların desenleri süreçlerinin ve dünyalarının ipuçları ile doludur, bunların keşfi ve ilişkiler ağı içerisinde anlamlandırma çabası ise algılayıcı kişiyi yaratıcı bir edime iter. Yaratmak varoluşumuzun temelini oluşturuyorsa sıra sizde.
Zehra Şonya
DAÜ Sanat Koordinatörü ve küratörü